Sedat Kubat
18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa siyasi tarihi dönüm noktalarını yaşadı: 1789’da gerçekleşen Fransız
İhtilali ve 1815 Viyana Kongresi. Bu iki olay Avrupa tarihi açısından ne kadar önemli olsa da ilerleyen süreçteki gelişmeler bizleri yeni düşünce akımlarının yayılmasıyla ve mutlakiyet yönetimlerinin ortadan kalkmasıyla veya zayıf duruma düşmeleriyle yeni devletlerin kurulmasına, mevcut dengelerin bozulmasına ve coğrafyada köklü değişikliklerin yaşanmasına götürecektir. Varılan noktada eski yönetim biçimleri, ekonomik yapı ve özgürlük anlayışında değişiklik meydana gelmesi sürecin zorunlu bir sonucuydu. Ortaya çıkan milliyetçilik akımı ve bağımsızlık anlayışı ise Sırbistan, Macaristan, Yunanistan, Belçika, Karadağ, Bulgaristan, Almanya ve İtalya gibi yeni devletler ortaya çıkardı. Kurulan bu yeni devletler kuruluş şekli itibariyle farklılık gösterseler de Avrupa coğrafyasını yeniden şekillendirmeleri gibi bir ortak paydada birleşiyorlardı. Her birinin tesir değerliği ise elbette farklıydı. Ancak en etkili sonuçları Alman birliği ve İtalyan birliğinin kurulması getirecekti.